YOKSULLUK YENİDEN MASAYA YATIRILDI
Yoksul olmamak ve yoksulluk içinde yaşamamak için, yoksulluğu yaşatmamak ve onu yok etmenin gayreti içinde olmak lazım. Çünkü yoksulluk yakasına yapıştığı insanlara hayat hakkı tanımaz. İnsanca yaşamak isteyenler de yoksullukla mücadeleden aslâ geri durmazlar. Onu ihmal etmeyip başgösterdiği yerde yakalayıp yok etmeyi önde gelen bir insanlık görevi kabul ederler.
Bu inanç ve anlayışla kurulduğu günden bu yana yoksullukla mücadele yolunda önemli adımlar atan YOYAV, yürütegeldiği çalışmalarını yılmadan, yorulmadan sürdürmekte ve her yıl yoksulluğu masaya yatırarak çağdaş çözüm yolları aramaktadır. Bu amaçla 1993 yılında ihdas ve ilan ettiği “Yoksullarla Dayanışma Haftası”nı çok ve çeşitli çalışmalara sahne kılmaktadır.
Bazı bakanlık, belediye, vakıf, dernek, oda, sendika vb. birçok kurum ve kuruluşun katılımıyla gerçekleştirilen bu haftanın 17.si, 12-18 Aralık 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek şekilde organize edildi. 17 yıldır haftanın organizatörlüğünü üstlenen YOYAV’ın Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bilgisizlik, ilgisizlik, sevgisizlik ve acımasızlık gibi felaket faktörlerin yoğunlaştığı yerlerde yaygınlaşan yoksulluk, dünyanın bir çok yerinde etkisini göstermiş ise de tarihin hiçbir döneminde günümüzdeki kadar artış göstermemiştir.
Toplumun tümünü tehdit ve tedirgin eden bu tehlikenin teşhis, tespit ve tetkîki ile alınacak tedbirlerin ta’yin ve ta’cîli hususunda henüz hemfikir değiliz. Birimizin ak dediğine diğerimiz kara, birimizin doğru dediğine diğerimiz yanlış, birimizin var dediğine diğerimiz yok demektedir. Tehlike çanları çalmakta, açlık içinde kıvranan yüzbinlerce insanın canı yanmaktadır. İnsanlık ailesi dünya gemisine dolmuş, hayat yolculuğunu yapmaktadır. Yoksulluk fırtınasının yükselttiği dev dalgalar, içinde olduğumuz gemiyi kuşatmış, gemi alabora olmak üzeredir. İlgisizlik ve bilgisizliğin sebep olacağı karadeliklerin açılması, tuzlu suların gemiye dolması ve tüm yolcuların batıp boğulması an meselesidir. Artık uyanmalı ve kendimize gelmeliyiz.
12 Aralık 2009 Cumartesi günü saat 10.00’da yapılan Anıtkabir ziyareti ile başlatılan haftanın açılışı, aynı gün Dedeman Oteli Avizeli Salon’da saat 13.30’da 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, Eski Meclis Başkanlarından Sayın İsmet Sezgin ve Sayın Köksal Toptan, Devlet Eski Bakanlarından Sayın Ekrem Ceyhun, Sayın Muhammed Kelleci, Ulaştırma Eski Bakanlarından Sayın Ali Şevki Erek, AK Parti Genel Başkan Yardımcılarından Hüseyin Tanrıverdi, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcılarından Dr. Yük. Müh. İ. Ertan Yülek, Kilis Milletvekili Kasan Kara ve Kilis Eski Milletvekili Sayın Veli Kaya, Merkez Valilerinden Sayın Aslan Kütükçü, Vakıflar Eski Genel Müdürlerinden Sayın Fadıl Ünver, YÖK Eski Başkan Vekilli Dr. Uygur Tazebay, MEB Müsteşar Yardımcısı Sayın Mehmet Temel ile bazı sivil toplum örgütü başkanı ve bürokratlarla çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Tören dolayısıyla TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanları Selma Aliye Kavaf, Zafer Çağlayan, Cevdet Yılmaz, Prof. Dr. Mehmet Aydın, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Tarım ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, Kahraman Maraş Milletvekili Nevzat Pakdil, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin, Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Ayhan Yılmaz, TBMM Destek Hizmetleri Daire Başkanı M. Fatih Uğurlu ve YOYAV Mütevelli Heyet Üyesi Mahmut Kudeyt YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e birer başarı ve kutlama mesajı göndererek iyi dilek ve temennilerini dilegetirdiler.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin mesajında şu cümlelere yer verdi:
“Sayın İbrahim Ateş
YOYAV Genel Başkanı
17. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın açılışına nazik davetiniz için teşekkür ederim. 21. hizmet yılını geride bırakmış olan Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı YOYAV ülke insanına yaptığı hizmetlerle takdire şayandır. Bu anlamlı hafta ve etkinliklerinin başarılı geçmesini diler, şahsınızda tüm katılımcılara selam ve sevgilerimi iletirim.
Mehmet Ali Şahin
TBMM Başkanı”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği mesajında da şu cümleler yer aldı:
“Sayın İbrahim Ateş
YOYAV Genel Başkanı
17. Yoksullarla Dayanışma Haftasını kutluyor düzenlemiş olduğunuz nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Kimsesizlerin kimsesi olma yolunda sürdürdüğünüz değerli çalışmalarınızda başarılar diliyor, size ve tüm katılımcılara sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan”
Atatürk ve vakıf kuran atalarımıza saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in açış konuşması, TBMM Eski Başkanı Zonguldak Milletvekili Sayın Köksal Toptan ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in konuşmalarıyla devam ederek, haftanın etkinliklerine katılan kuruluşların başkanlarına YOYAV’ın şükran plaketi takdimi ile son buldu.
Hafta dolayısıyla YOYAV’ın koordinatörlüğünde 27 kurum ve kuruluşun katılımıyla 1’i Anıtkabir ziyareti ve saygı duruşu, 1’i açılış töreni, 2’si seminer, 2’si panel, 3’ü konferans, 15’i gıda yardımı, 9’u giyecek yardımı, 5’i kırtasiye yardımı, 3’ü yemek yardımı, 4’ü yakacak yardımı, 2’si burs, 1’i konser, 7’si nakit yardımı, 3’ü temizlik malzemesi yardımı, 1’i eşya yardımı, 1’i ekmek yardımı, 1’i sağlık yardımı, 1’i medyatik hizmet, 1’i şiir dinletisi, 1’i 100 hatm-i şerif tilaveti ve duası, 1’i özürlü ve muhtaçlara gezi, 1’i yetimlere yardım, 2’si eğitim yardımı, 1’i tekerlekli sandalye yardımı, 1’i hasta bezi yardımı ve 1’i de ev restorasyonu olmak üzere 25 hizmet türünden 71 etkinliğin gerçekleştirilmesi planlandı. Böylece 372.827 kişiye yardım eli uzatılması hedeflendi.
Öteyandan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile YOYAV’ın birlikte hazırlatıp Başkentin önemli noktalarına asılan bez pankartlar, bilbordlar ve otobüslere yerleştirilen afişler ile haftanın hedefleri Başkent halkına duyuruldu.”
YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Yoksulluk, insanlığın ayıbı ve ortak sorunudur. Yoksullukla mücadele de herkesim ve her seviyedeki herkesi yakından ilgilendiren bir insanlık meselesidir. Yurdumuzda yoksullukla mücadele ise ülke ve insanımıza hizmet için kurulmuş olan resmî ve gayri resmî tüm kurum ve kuruluşların görevidir. En alt kademedekinden en üst düzeydekine kadar her yetkilinin ve her kamu görevlisinin yoksullukla mücadele alanında yapacağı bir şey ve yerine getirmesi gereken bir yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, yetki ve etki düzeyine göre değişiklik arzeder. Ama, yükümlülüğü olmayan insan yoktur. Kimse yaptığı ile yetinmeyi düşünmemeli, devamlı daha fazlasını yapmakla yükümlü olduğunu bilmeli ve o yöndeki eylemlerini artırmayı görev kabul etmelidir. Ev alanlar evi olmayanları, araba alanlar ulaşım imkânı olmayanları, gıda maddesi alanlar yiyecek birşeyi olmayanları, giysi alanlar giyecek birşeyi olmayanları, işi-gücü olanlar işsiz kalan milyonları, eşi-dostu olanlar kimsesi olmayan garibanları, varlık içinde yüzenler darlık içinde kıvrananları, sağlık içinde yaşayanlar hastanelerde inleyenleri görüp gözetmeyi görev bilmelidirler.
Devletimiz, hükümetimiz, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum örgütlerimizle hayırsever yurttaşlarımız yoksullukla mücadele yolunda önemli adımlar atmaktadır. Ama yoksuluğu bir türlü yenemiyor ve önleyemiyoruz. Yoksulluğu yenmek şöyle dursun, her geçen gün biraz daha çoğalıp daha fazla insanı kıskacına aldığını görüyoruz. Ekonomik krizin 2008’de kentlerimizde açlığı, kırsal kesimlerimizde de yoksulluğu arttırmış olduğunu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Aralık ayı başında açıklanan verilerinden öğreniyoruz.
TÜİK’e göre açlık sınırının altında yaşayanların oranı 2007’de % 0.48 iken, 2008’de % 0.54’e yükselmiş, açlık sınırında yaşayanlara 46 bin kişi daha eklenerek toplam sayı 374 bine ulaşmıştır.
Kentlerde açlık sınırının altında yaşayanlar 2007’de 33 bin kişiyken, son 1 yılda 89 bin kişi daha eklenerek toplam sayı 122 bin kişiye yükselmiştir. 12 milyona yakın (11 milyon 933 bin) vatandaşımız da yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Son 1 yılda 1 milyonu aşkın çalışan, kriz nedeniyle işten çıkarılmış ve işsizler ordusuna katılmıştır. Arzedilen bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere aç sayısı azalmamış, artmıştır. Yoksulluğu neden önleyemiyoruz? Herkes kendi kendine bu soruyu sormalı ve cevap araştırmalıdır. Ben şahsen bu soruyu kendime sorduğumda, yoksulluğu oluşturup geliştiren faktörlerin üzerine gitmediğimizi ve bataklığı kurutmaya yönelmediğimizi düşünüyorum.
Hükümet ve yerel yönetimlerin, son yıllarda yoksullara yardım faaliyetleriyle yoksulluğu yenmeye yönelik çaba ve çalışmaları belirgin bir şekilde artırdığı, dost-düşman herkes tarafından bilinmekte ve görülmektedir. Gerçi bazı muhalif kesimler bu çalışmalara gölge düşürmeye yönelik farklı açıklamalarda bulunmakta iseler de, güneşin balçıkla sıvanamayacağı bilinen bir gerçektir. Yapılan bu çalışmalar takdire şayan olmakla birlikte yeterli midir, derseniz, yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Yapılanları küçümsememekle birlikte, henüz yapılması gereken çok çalışmaların olduğunu söylememiz yerinde olur. Zira ülke genelinde açlık ve yoksulluk sınırında olan insanların sayısını gösteren araştırmalarla açıklamaları sık sık basılı ve görsel basınımızda izlemekte, görmekte ve üzülmekteyiz.
İnsanoğlunun yeryüzünde yaşamasıyla birlikte başlayıp onunla yaşıt olan yoksulluğun zamanla azaldığı, ezildiği cılızlandığı ve gizlendiği dönemler olmuş ama kökü kazılıp tamamen yok edilememiştir. Dolayısıyla insanlığın acımasız ve amansız düşmanı olan bu felaket faktörünün farkedildiği zamanlar olduğu gibi, unutulduğu zamanlar da olmuştur. İnsanların bazen yendiği bazen yenildiği, bu sinsi düşmanla mücadelesi tarih boyunca devam edegelmiştir. Bu mücadele dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de yürütülmüş ise de sıtmayla, veremle, trahomla, cüzzamla yapılan mücadele kazanılmış ama bütün iyi niyetlere rağmen yoksulluğa karşı girişilen bu mücadele ne yazık ki kazanılamamıştır. Unutulmamalıdır ki, yoksullukla mücadele; sıtmayla, süne zararlısıyla, sivri sinekle mücadeleye benzemediği gibi, herhangi bir hasımla yapılan mücadeleye de benzemez. Bu mücadele yürek ve bilek birliğini gerektiren bir mücadeledir.
Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ekim ayı fiyatlarını baz alarak yapılan asgari geçim endeksi araştırmasında, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin (yoksulluk sınırının) 2864 TL. 25 Kr. olduğu, ortalama gıda ve barınma harcamalarının toplamının da 1100 TL. 19 Kr. olarak hesaplandığı ifade edilmiştir.
Üzülerek ifade edelim ki bugün ülkemizde emekli aç, memur muhtaç, öğretmen perişan, asgari ücret yetersiz. İşsizler isyan etmekte, işten çıkarılanların feryadı yürek yakmaktadır. Dar gelirliler durmadan kemer germekte ama kemerlerde delik kalmadığı görülmektedir.
Öteyandan ekonomik krizin yeni milyarderler ürettiği, zamların dur durak bilmediği, vergilerin katlandığı herkesin malumudur.
Devlet ve millet olarak yoksullukla mücadele yolunda sürekli birlikte olmamız, ülke ve insanımız için daha fazlasını yapmamız gerekir. Bunun için biz, yoksullukla mücadelede birlikteliğe ve dayanışmaya davetimizi bugün bir kere daha yineliyoruz. Davet bizden, icabet milletimizden, muvaffakiyet yüce Allah’tandır.”