YOKSULLUKLA MÜCADELEDE KARDEŞLİĞİN YERİ
12-18 Aralık 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen “21. Yoksullarla Dayanışma Haftası” etkinliklerinden biri de “Yoksullukla Mücadelede Kardeşliğin Yeri” semineri idi. 14 Aralık 2013 Cumartesi günü YOYAV Kültür Merkezi’nde 09.30-13.00 saatleri arasında gerçekleştirilen bu seminerde sunulan bildirilerle yapılan konuşmalarda değerli düşünceler dile getirildi.
2 oturumdan oluşan seminerin 1. Oturumunu Ankara Milletvekili Ülker GÜZEL, 2. Oturumunu da Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Genel Başkanı Veli SARITOPRAK yönetti.
Seminerin açış ve kapanış konuşmalarıyla oturum başkanlarının konuşmalarının yanında 1 ve 2. Oturumda birbirinden güzel 6 bildiri sunuldu.
Seminerin açış konuşmasını yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, amaç ve içeriğini özetleyen şu cümlelere yer verdi:
“Kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!
21. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nda planladığımız 92 etkinlikten biri olan “Yoksullukla Mücadelede Kardeşliğin Yeri” konulu seminere katılmak için böyle bir tatil gününün erken saatlerinde salonumuzu şereflendiren seçkin heyetinizi en içten ve samîmî duygularımızla selamlıyor, böylesine önemli ve anlamlı bir seminerde bizimle birlikte olma inceliğini göstermenizin haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.
21 yıldır yürüte geldiğimiz yoksullukla mücadele hareketimizin önemli adımlarından biri olan seminerler serisinin 2013 yılı halkası olan bu seminerde dile getirilecek düşüncelerin, hareketimizin hızlanmasında ve mücadelemizin güç kazanmasında etken olması temennisi ile sözlerime başlarken, oturumları yönetecek ve bildirileri sunacak olan ilim ve fikir ehli dostlarımızla seminerimizi onurlandıran siz kıymetli konuklarımıza takdir ve teşekkürlerimizi iletiyor, seminerin beklenen sonucu sağlayarak amacına ulaşmasını diliyorum.
Malumunuz olduğu gibi, yoksullukla mücadelede müessir olan maddî faktörler olduğu gibi, manevî faktörler de vardır. Manevî faktörlerin başında gelenlerinden biri de kardeşlik duygusudur. Kardeş kardeşinin zor ve dar durumda olmasını istemez. Kimse kendisi yükseklerde iken, kardeşinin aşağılarda olup yoksulluğun kıskacında kıvranmasına rıza göstermez. Onun kalkındırılması veya duçar sıkıntıdan kurtarılması için çaba sarf eder. Bu hal, ana-baba bir (öz) kardeşler arasında olduğu gibi, üvey kardeşler ve benzeri yakınlar arasında da olur. Kardeş kardeşin kalesi, kılıcı ve kalkanıdır. Birinin ayağı taşa takılsa, eline diken batsa veya herhangi bir sıkıntıya maruz olsa, diğeri onun acısını kalbinin derinliklerinde duyar. Muhtaç durumda olup geçim sıkıntısı çekmesi halinde de aynı acıyı hisseder ve sahip olduğu tüm imkânları ile kardeşinin yanında olmaya çalışır. Kardeşlik duygusu böyle bir duygu, kardeşlik bağı da böyle bir bağdır.
Kardeş, karındaş demektir. Karındaş ise aynı karında oluşup gelişen, aynı karında kalan ve aynı karından dünyaya gelen demektir. Kardeşler, aynı candan, aynı kandan ve aynı karından insanlar demektir.
İnsanların tamamı da Hz. Âdem ile Hz. Havva’dan dünyaya gelenlerin evladıdırlar. Dolayısıyla hepsi de onların torunlarıdırlar.
Âdem’in torunları olan insanlar, diğer insanları kardeşleri kabul edip, onlara iyi davranmalıdırlar. Birbirine sevgi ile, şefkatle ve merhametle muamele etmelidirler. İlgi, destek ve yardımlarını birbirinden esirgememelidirler.
Kardeşlik; kalkındırmayı, katkıda bulunmayı, korumayı, kol-kanat germeyi gerektirir. Kardeşlik; birliği, beraberliği, görüp gözetmeyi, destek olmayı icap eder.
Dolayısıyla toplumda dostluk ve kardeşlik duygularını yaygın ve saygın kılmanın, insanî ilişkilerin iyileşmesinde ve yoksullukla mücadelenin gelişmesinde büyük rolü vardır.
Medine Medeniyetinin temelini teşkil eden önemli etkenlerden birinin, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in Muhacirlerle Ensar arasında kurduğu kardeşlik olduğu unutulmamalıdır. Müslümanlar yek diğeri ile dostça dayanışma ve kardeşçe kaynaşma içinde olmalıdırlar. Yüce Rabbimiz, kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Hucurât Suresi’nin 10. ayetinde: “Müminler ancak kardeştirler…” buyurmuştur. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) de bir çok hadîs-i şerîfinde Müslümanların birbiri ile ilişkilerinde kardeşlik duygularını esas alıp, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalarını tavsiye ve telkin etmiştir. Bu hadîs-i şerîflerden üçünün mealini sizlerle paylaşarak sözlerimi noktalamak istiyorum.
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı (n kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günün onu (n bir kusurunu) örter.”
“Birbinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun. Bir müslümana üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.”
“Hiç biriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.”
Yüce Rabbimizden niyazımız dünya ve ahirette yâr ve yardımcımız olması, yüzümüzü güldürmesi ve hepimizi rızasına erdirmesidir.”
YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in konuşmasından sonra seminerde yer alan bildirilerin sunulmasına geçildi. Ankara Milletvekili Ülker GÜZEL’in yönettiği 1. Oturumda 20. Dönem Adana Milletvekili Yük. Müh. Dr. Ertan YÜLEK “Örnek Kardeşlik, Örnek Yardımlaşma” konulu bildirisini, Konya Milletvekili Dr. Mustafa BALOĞLU “İnsan İnsanın Kurdu Değil, Yarenidir” konulu bildirisini, Kültür Bakanlığı Eski Müsteşar Yardımcısı Dr. Nazif ÖZTÜRK “Tarihte Yaşanan Mahalle Kardeşliği” konulu bildirisini sundular.
Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Genel Başkanı Veli SARITOPRAK’ın yönettiği 2. Oturumda A.Ü. İlahiyat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Nesimi YAZICI “Karasi Mutasarrıfı Ömer Âlî Bey’in Yoksullukla Mücadelesi” konulu bildirisini, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin ERŞAHİN “Yoksullukla Mücadelede Din Kardeşliğinin Önemi” konulu bildirisini ve A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet ÖZDEMİR “Sürgünlerle Yazılan Kardeşlik Hikâyeleri” konulu bildirisini sundular.
Seminer, Dr. İbrahim ATEŞ’in kapanış konuşmasından sonra konuşmacılara şükran plaketinin takdimini takiben ikram edilen öğle yemeği ile noktalandı.