YOYAV’LI HANIMLAR FATİH VE ASKERLERİNİ DUALARLA ANDI

İstanbul’un fethinin yıldönümünü her yıl çeşitli etkinliklerle kutlayan YOYAV, bu yıl buna bir yenisini daha ekleyerek, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in; “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” müjdesine nail olan Fatih ve askerlerine bir kere daha minnet ve şükran duygularını sergilemek amacıyla, 29 Mayıs 2009 Cuma günü saat 14.00’de YOYAV Kültür Merkezi’nde bir anma programı düzenledi.

Bayanların yoğun ilgi gösterdiği program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.

Sunumu yapan Figen Çalışkan “İstanbul’un M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren 22 kez kuşatma altına alındığını, bu kuşatmaların 11’ i Müslümanlar tarafından gerçekleştirildiğini, bunların ilkinin Hz. Osman zamanında, ikincisinin 668 yılında Emevi halifesi Muaviye zamanında yapıldığını ve bu kuşatmaya sevgili Peygamberimizi Medine’ye gelişlerinde 7 ay boyunca evinde misafir eden Ebu Eyyüb el-Ensarî’nin 96 yaşında katılarak İstanbul’da şehitlik makamına nail olduğunu, sonuncusunun ise Fatih Sultan Mehmed’in “Ya İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni” azim ve kararlılığı içinde 53 gün süren kuşatma sonunda 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fethi ile noktalandığını” ifade etti.

Programda bir konuşma yapan YOYAV Yönetim Kurulu Üyesi Nurçin Sayan ise konuşmasında su cümlelere yer verdi:

“Sevgili YOYAV’lılar!

29 Mayıs bize, tarihimizde altın harflerle yazılan çok önemli bir günü hatırlatıyor. 556 sene önce bugün Türkler, bir mucize gerçekleştirmiş ve İstanbul’u fethetmişlerdir.

O güne kadar, 7. yüzyıldan başlayarak, Araplar, Bulgarlar, Ruslar ve daha birçok milletler İstanbul’a saldırmış, kuşatmış, ele geçirmek istemişler fakat başarılı olamamışlardır.

Hz. Peygamberimiz “İstanbul bir gün mutlaka fetholunacaktır. O’nu fetheden emir ne güzel emir ve o ordu ne güzel ordudur.” diye müjdelemiştir.

Bu müjdeyi 1453 senesinde II. Mehmet ve ordusu gerçekleştirmiştir. İyi bir eğitim ve öğretim alan II. Mehmet, 21 yaşında zekâsını kullanarak, akla gelmeyecek şekilde, gemilerini karadan, kalaslar üzerinde kaydırarak Haliç’e indirmiş ve İstanbul’u fethetmiştir. Bu nedenle de “Fatih” unvanını kazanmıştır.

Bu fetih, Türklerin gerçekleştirdiği en büyük fetih olmuştur.

Bu fetih, bir çağı kapatıp bir çağı açmıştır.

Bu fetih, yüzyıllar süren Bizans hâkimiyetini sona erdirmiştir.

Be fetih, İstanbul’u İslam topraklarına kazandırmıştır.

Bu fetih, bütün dünyada takdir, ün ve saygınlık kazandırmıştır.

İşte bugün bu muhteşem zaferin 556. yıldönümü. Bu günlerimizi borçlu olduğumuz, bize böyle güzel bir kutlama imkânını sağlayan atalarımızı, şükran, millet, saygı, hayranlık ve rahmetle anıyoruz.

Bu muhteşem fethin 556. yılı kutlu olsun.”

Nurçin Sayan’dan sonra kürsüye gelen YOYAV Yayın Kurulu Üyesi Şair Faruk Oray, İstanbul’un Fethinin 500. Yıldönümü dolayısıyla 1953 yılında Milli Türk Talebe Birliği’nin Türkiye çapında düzenlediği şiir yarışmasında birinci gelen “FETİH” şiirini okuyarak dinleyicilere duygulu dakikalar yaşattı.

Program, YOYAV kurs öğretmenleri Sevim Atilla, Afet Tan ve Ayşe Doyuk’un Kur’an tilaveti ve okunan hatm-i şeriflerin duası ile son buldu.

YOYAV’lı bayanlar “O gün orada bulunup askerlere su dağıtıp yaralarını saramasak da bugün onların ruhlarını, okuduğumuz hatm-i şeriflerle yâd ettik” diyerek sevinç ve mutluluk içinde salondan ayrıldılar.