YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in Sevgililer Günü Mesajı
Anneler, babalar, öğretmenler ve sevgililer günü gibi, toplumun tüm bireyleri tarafından coşku ve heyecanla kutlanan günler dolayısıyla, düşüncelerini dile getirip mensupları, dostları ve davasına destek veren kardeşleriyle paylaşarak, yaşanan sevinç ve mutluluğun çoğalmasına katkıda bulunmayı prensip edinen YOYAV’ın Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaklaşan Sevgililer Günü dolayısıyla 13 Şubat 2017 Pazartesi günü “Kur’ân Denizinden Damlalar” dersine katılan kursiyerlere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Allah Teâlâ insanları öyle duygularla donatmıştır ki, o duygular değerlerini bilenleri dünyanın en güçlü, en mutlu, en rahat ve en dingin insanı hâline getirebilir. Sevgi, bu duyguların başında gelir. İnsan kalbi sevgi ile hislenir ve beslenir. Üzüntü, korku ve endişe de kalp krizini yüzde kırk oranında arttırır. Sevgi, güçlüleri güçsüzlere hizmet ettirecek kadar büyük bir güçtür. Bu güç, ebeveyni evlada, büyüğü küçüğe ve varlıklıyı varlıksıza hizmet ettirir.
Sevginin kaynağı Allah sevgisidir. Allah’ı, Peygamberlerini, meleklerini ve kullarını sevmek, onlar tarafından sevilme vesîlesidir. Sevilmek için sevmek gerekir. Sevmeyenin sevilmesini beklemesi, hak etmediğini beklemesi demek olur. Her şeye sevgi ile yönelmek ve herkesin sevgisine mazhar olacak sevecen davranışlarda bulunmak, akıllı insanların özelliğidir. “Ben kimseyi sevmeyeyim ama herkes beni sevsin” düşüncesinde olmak ise, basîretsiz ve bencil insanların yaklaşımıdır. Sevgi sıralamasında Allah, Peygamber, anne, baba, evlat, akraba, arkadaş, eş, dost, konu, komşu, öğretmen, öğrenci sevgisi önde gelir. Dolayısıyla müslümanın sevgi listesinin başında Allah sevgisi, ardından da Peygamber sevgisi olmalıdır.
Sevmek görev, sevilmek imtiyazdır. Gerçekten sevenler de oldukça azdır.
Sevgi gönüllerin kapısını açan anahtar, bu anahtarı kullanan insan da bahtiyardır.
Seven; sevilmeye hak kazanan, sevilen de; gönülde taht kurandır. Sevilmeye hak kazanmak ve kurulan tahtı korumak da oldukça önemlidir.
Allah Teâlâ’nın esmâ-i hüsnâsından biri de çok seven ve sevilen anlamına gelen “el Vedûd” ism-i şerîfidir. Kullarını sevmiş, yaratmış ve sevgiyle donatmıştır. Başta Allah Teâlâ’yı, sonra Habîbim dediği Peygamberini, daha sonra da birbirlerini sevmelerini istemiş ve tüm sevgilerde Kendi rızasının gözetilmesini dilemiştir.
Maddî menfaat, dünyevî düşünce ve şahsî çıkardan kaynaklanan sevgilerin değerinin düşük, süresinin kısa, samîmiyetinin olmadığını, Peygamberi vasıtasıyla kullarına duyurmuştur. Kalıcı olanın Allah için olan sevgi olduğunu beyan buyuran sevgili Peygamberimiz (s.a.v.): “Seni herhangi bir şey için seven kimse, o şey bittiğinde senden bıkar.” buyurarak menfaata mebnî olan sevginin geçici olduğuna, Allah için birbirini seven insanların yaşadıkları samîmi sevginin de, kendileri için ebedî hayatta mutluluk vesîlesi olacağına işaret etmiştir.
Ebu Hureyre (r.a.)’nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfinde de: “Yedi sınıf var ki, Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan bir günde onları kendi gölgesinde barındırır.” buyurmuş ve bunlardan bir sınıfın da “Allah için birbirini sevip, bu sevgiyle bir araya gelen ve ayrılan iki kimse” olduğunu söylemiştir.
Bu düşünce ve duygularla sevgililer gününüzü kutluyor, Allah için birbirini sevip sayan duyarlı ve dirayetli insanlardan olmanızı diliyorum.”