YOYAV’da 30. Hizmet Sezonu ile 57. Dönem Bilgi ve Beceri Kursları Başlatıldı

12 Aralık 2017 tarihinde yani bundan 71 gün sonra 29 yaşını doldurup 30 yaşına girecek olan YOYAV, bilgi ve beceri kurslarının 57. dönemi ile 30. hizmet sezonunu, bazı devlet büyükleri ve kardeş kuruluşların başkanları ile çok sayıda davetlinin katılımıyla 2 Ekim 2017 Pazartesi günü düzenlediği görkemli bir törenle başlattı.

29 yıl önce yardımı yaymak, yoksulu saymak ve gafili aymak amacıyla 12 hayırsever ve hamiyetperverin girişimi ile kurulup, bugüne kadar on binlerce yoksulun bacasını tüttüren, bir o kadar insana ilim irfan öğreten ve binlerce fakir öğrenciye burs veren bu güzîde kuruluş, tarihî vakıf anlayışını günümüze yansıtmış ve çağdaş vakıfçılığın öncülerinden oldu.

Devletin yanında, milletin emrinde ve yoksulun hizmetinde olmayı ilke edinen bu vakıf, yıllardır yürüte geldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetleri her yıl Ekim ayı başında başlatıp, Haziran ayında noktaladığı 9 aylık hizmet sezonlarında önceden belirlediği aylık programlar doğrultusunda gerçekleştirmenin gayreti içinde oldu.

Birbirinden güzel faydalı faaliyetlerle hayırlı hizmetleri içeren bu sezonların 30.su ile çok sayıda insanın ilim-irfan edinmesine imkân sağlayan bilgi ve beceri kurslarının 57.sinin açılışı 2 Ekim 2017 Pazartesi günü gerçekleştirildi.

Törene katılanlar arasında Kilis Milletvekili Hilmi Dülger, 20. Dönem Adana Milletvekili Dr. İ. Ertan Yülek, 22, 23, 24. Dönem Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, 21. Dönem Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli, MEB Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Nurettin Konaklı, VGM Vakıflar Meclisi Üyesi Ahmet Temizkök, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Genel Müdürü Bayram Şibil, MEB Meslekî ve Teknik Eğitim Daire Başkanı, Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erdoğan, Kilis Yardımlaşma Derneği Başkanı M. Yahya Efe, VGM Emekli Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Haltaş, YOYAV Mütevelli Heyet Üyelerinden Nurçin Sayan, YOYAV Onur Kurulu Üyelerinden Kadriye Baratalı, Jale Koçak, Hatice Coşkun, Fatma Özçelik de vardı.

Tören dolayısıyla Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve Diyanet Vakfı Genel Müdürü Mustafa Tutkun YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e başarı ve iyi dilek mesajı gönderdi.

TRT Radyo ve Televizyon program yapımcısı ve sunucusu Yasemin Aras’ın sunumuyla başlatılan tören, Saygı duruşu, İstiklâl Marşı ve Diyanet TV Yayın Denetmeni Mesut Özünlü’nün Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle devam etti. Törende YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, Nurettin Konaklı, Ahmet Temizkök, Hüseyin Tanrıverdi ve Kilis Milletvekili Hilmi Dülger birer konuşma yaparak YOYAV’ın yıllardır yürüte geldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetleriyle eğitim faaliyetlerinden övgü ile söz ederek, başarılı çalışmalarının devamını dilediler.

Dr. Ateş, özetle şunları söyledi:

“Saygıdeğer konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!

Davetimize icabet ederek 30. Hizmet sezonumuzla 57. Dönem bilgi ve beceri kurslarımızın başlatılması vesîlesiyle tertiplediğimiz törene teşrif edip, bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, şerefli varlığınızla törenimizi taçlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyor, hayat boyu Hakk’ın himâyesinde, hidâyetinde ve inâyetinde olmanızı diliyorum.

Allah’ın inâyeti, dostlarının desteği, yöneticilerinin dirayeti ve çalışanlarının gayretiyle gelişip güçlenerek hedeflediği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetleri gerçekleştirerek çaba ve çalışmalarını sürdüren YOYAV, yılmadan, yorulmadan yoluna devam etmekte ve her geçen gün yeni ve yararlı bir hizmetin peşinde koşmaktadır. Halka hizmeti Hakk’a hizmet telakki ederek, yurdumuzun yücelmesi ve insanımızın ilerlemesi istikametinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Bugün başlayıp 30 Haziran 2018 tarihinde sona erecek olan 30. Hizmet sezonumuzun daha çok ve çeşitli hizmetlere sahne olması temennisiyle sözlerime başlarken, bu sezonun içereceği 57 ve 58. Dönem bilgi ve beceri kurslarımızın yeni ve yararlı bilgiler edinmeye vesîle olmasını diliyorum.

3 ay dinlenip yeterli enerjiyi edinerek taze bir azim ve gayretle yeni bir hizmet sezonunu başlattığımız böylesine anlamlı ve önemli bir günde sizleri yanımızda görmek gayretimizi kamçılamakta ve mutluluğumuzu arttırmaktadır. Değerli desteğinizin devamına ve gerçekleştireceğimiz hayırlı hizmetlerin kıvamına vesîle olacağına inandığımız bu birliktelik, dostluğumuzun gereği, dayanışmamızın direği ve gücümüzün bileğidir.

Bu dilek ve bilekle 29 yıldır hedeflediği hayırlı hizmetler ve faydalı faaliyetlerle devletin yanında, milletin emrinde ve yoksulun hizmetinde olan YOYAV, tarihî vakıf anlayışını günümüze yansıtıp yaşatmanın yanında, çağdaş vakıfçılığın öncülerinden oldu. Dayanışmayı düstur, paylaşmayı prensip ve çalışmayı ilke edinerek çevresindeki yoksullarla dar gelirlilere desteğini devam ettirdi. Darda kalana dost, yolda kalana yoldaş ve aç kalana arkadaş oldu.

Öte yandan yıllardır yürüte geldiği burs ve kurs hizmetleri ile ülke eğitimine önemli katkılarda bulundu. Burs verdiği öğrencilerin öğrenimlerini sürdürmelerine, düzenlediği bilgi ve beceri kurslarına katılan yetişkinlerin de yeni ve yararlı bilgiler edinmelerine imkân sağladı. Özellikle Kur’ân-ı Kerîm’i tecvîd kurallarına uygun olarak doğru ve düzgün okuyup içeriğini öğrenme yolunda, örnek alınması gereken ve takdire şâyân olan güzel bir çığır açtı. Böylece Kur’ânî hayatı kavrama, yaşama ve yayma yolunda tüm mensupları ile dostlarına övünç vesîlesi ve alın akı olacak nitelikte başarılı adımlar attı.

Kıymetli konuklar!

Malumunuz olduğu üzere insan, içtimaî bir varlıktır. Yalnız değil, başkalarıyla birlikte yaşaması esastır. Her insan, başkalarının ilgisine, bilgisine, sevgisine, hizmetine, üretimine, yardımına ve desteğine muhtaçtır. Kimse tek başına tüm ihtiyaçlarını temin edemez. Her toplumun üreticiye, tüketiciye ve değişik meslek mensuplarına ihtiyacı vardır. Birinin yaptığını diğeri yapamaz. Dolayısıyla bireyler birbirinin yaptığı iş ve uğraşlara ihtiyaç duyarlar. Bu da birbirinin yanında, yakınında ve yardımında olmalarını gerektirir. Herkes hem fırıncı, hem manav, hem bakkal, hem berber, hem lokantacı, hem çiftçi, hem temizlikçi olamaz. Herkesin yaptığı bir iş olur. Herkes işini en iyi şekilde yapmanın gayreti içinde olur. Yaptığıyla yararlı olur, yaptıklarından yararlandırır. “Hizmet eden hizmet görür.” vecizesiyle “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” Hadîs-i şerîfi bu düşünceyi destekleyen referanslar cümlesindendir.

Başkalarından hizmet bekleyenler, onlara hizmet etmeyi görev bilmelidirler. Herkes bana hizmet etsin, ben kimseye hizmet etmeyeyim düşüncesi, doğru olmadığı gibi, toplumun ihtiyacı olan hizmetler arasında iyi-kötü ayrımı yapılması doğru değildir. Toplumda her işi yapan bireyler bulunmalı ve herkes işini itina ile yapmanın gayreti içinde olmalıdır. Kimse yaptığı işi küçümsememeli, toplumuna faydalı bir iş yaptığı inancıyla işine dört elle sarılmalı, millet ve memleketine faydalı bir insan olmanın onuruyla çalışmalarını sürdürmelidir. Her topluma bir mimar, bir mühendis ve bir doktor ne kadar gerekliyse, bir teknisyen, bir işçi, bir hemşire ve bir çöpçünün de o kadar gerekli olduğunu bilmeli ve herkesin yaptığı hizmete saygı duymalıdır. Hizmetler takdir, hizmet edenler de tebrik edilmelidir.

Hizmet etmede ve hizmet almada bu düşünceler devamlı göz önünde bulundurulmalı ve değerlendirmede esas alınmalıdır.

Herkes her şeyi yapamaz ama her fert bir şeyi yapabilir. Kişi yapabildiği işi yapmaktan geri durmamalı, kimse tembelliğe tevessül etmemeli, ‘yer-içer hem ve kederden kaçar’ olanlardan değil, bir şeyler yapıp, yararlandıran ve başkalarının yaptıklarından yararlananlardan olmalıdır. “Sen ağa, ben ağa, inekleri kim sağa” diyen atasözünden ders almalıdır.

Hakkın rızası için halka hizmet eden kimse, yaptığı hizmeti yüksünmemeli, yaptığını Yaradan’a yar ve yakin olma vesîlesi kabul edip, içtenlikle, seve seve yapmalı ve işini eksiksiz îfâ etmenin gayreti içinde olmalıdır. Halka hizmeti Hakk’a hizmet kabul ederek, yaptığı hizmet mütevâzi’ de olsa, Hakk’ı memnun ve halkı mesut etmeye yönelik hayırlı bir hizmet olduğu inancıyla kendisini böyle hayırlı bir hizmeti îfâya muvaffak ettiği için Allah’a şükretmeli ve toplumunun terakkisine katkıda bulunan verimli bir vatandaş olmanın mutluluğunu yaşamalıdır.

Bu cümleden olarak yöresindeki yoksul yurttaşlara yardım elini uzatmanın, güçsüzleri gözetmenin, muhtaçların ihtiyaçlarını gidermenin, darda kalana dost, yolda kalana yoldaş ve aç kalana arkadaş olmanın, kendisini Yaradan’a yaklaştıracak ve yaratıklarla kucaklaştıracak insanî bir incelik ve islamî bir yücelik olacağını unutmamalıdır. Yaptığı her iş ve verdiği her hizmette bu gerçeği göz önünde bulundurarak davranışlarını ona göre dizayn etmenin gayreti içinde olmalıdır.

Bir çiftçi, bir çoban, bir işçi, bir esnaf, bir memur, bir amir, bir öğretmen, bir doktor, bir mimar, bir mühendis vesair geçimini sağlamak için, herhangi bir iş yapan herkes, yaptığı o işle, el emeği ve alın teriyle geçimini sağlayacak helal kazanç elde etmenin yanında, bir arada yaşadığı insanların ihtiyaçlarını temin etmelerine katkıda bulunarak onlara hizmet etmiş olmanın huzurunu da hissetmelidir.

Hizmet edene hizmet edileceğini, her hizmetin karşılığında kişiye ilahî ihsan ve ikramda bulunulacağını bilmeli, insanlara ihsanda bulunmaktan geri durmamalıdır. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Rahman Suresi’nin 60. ayetinde beyan buyurulduğu üzere iyiliğin karşılığının iyilik olduğunu unutmamalıdır.

Kıymetli kardeşlerim!

İnsanın insana Allah için ikramda bulunmasının sağlayacağı saadeti dikkatimize getiren bir hadîs-i şerîfin mealini dilerseniz buyurun birlikte okuyalım: “Kim, kardeşine içinin çektiğini tattırırsa, Allah ona bin kere bin (bir milyon) iyilik yazar. Bin kere bin (bir milyon) kötülüğünü siler. Onu bin kere bin (bir milyon) derece yüceltir. Ona Firdevs cenneti, Adn cenneti ve Huld cenneti olmak üzere üç cennetten yedirir.”

Hadîs-i şerîfin incelendiğinde de anlaşılacağı üzere Allah Teâlâ’nın, bir insana hoşuna giden bir yemeği yedirme karşılığında kuluna üç milyonluk ihsanda bulunacağı ve onu üç cennetin nimetlerinden doyuracağı beyan buyurulmuştur.

Bir hizmetin karşılığında bu kadar nimet. Böyle bir fırsat kaçırılır mı? Elbette kaçırılmaz. Öyleyse fırsatı fevt edenlerden olmayalım.

Bu hadîs-i şerîfte verilen müjdeyi bilen bir Müslüman, başkasının elinde ve avucunda olana göz koymaz, onu çalıp çırpmaya ve gasp etmeye yeltenmez. Kendi elindekini ondan yoksun olanlarla belirtilen şekilde paylaşmaya çalışır. Allah’ın ihsan ettiği imkânları, Allah’ın kullarına ikramda bulunur. “Bütün insanlar Allah’ın iyalıdır (kullarıdır). Allah Teâlâ’nın en çok sevdiği kimse O’nun iyalına iyilik edendir.” diyen sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in uyarısına uymayı ilke edinir. Çalışır, didinir, alın teriyle elde ettiği şeyleri aile bireyleri, yakınları, komşuları, misafirleri ve diğer insanlarla paylaşma cihetine gider.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi noktalarken, 30. hizmet sezonumuzla 57. dönem bilgi ve beceri kurslarımızın başlatılması vesîlesiyle tertiplediğimiz törene teşrifinizden dolayı tekrar teşekkür ediyor, buraya gelmek için attığınız adımların sizleri Kabe’ye götüren adımlar kadar sevap kazanmanıza vesîle olması diliyor, bugün için yazmış olduğum üç dörtlükten oluşan “Sizle Varız” başlıklı şiirimle sizleri selamlayarak huzurunuzdan ayrılmak istiyorum:

Sezonumuz oldu otuz.

Bugün varız, yarın yokuz.

Dostlar yanımızda olsun,

Onlar yoksa bizde yokuz.

İlme, iyiliğe varız.

Kine, kötülüğe yokuz.

Hilme ve hikmete varız.

Zulme ve şiddete yokuz.

Dostlarsa dolarsa YOYAV,

Bizler varız, yoksa yokuz.

Otuz yıldır biz burada,

Sizle varız, sizsiz yokuz.”